Editörün Mektubu

Bilgi çağının hayatımıza kazandırdığı hız ve yenilikler her geçen gün takibi zor bir hale gelmekte, hayatın pek çok alanına yayılmakta, özellikle iş dünyasında adapte olunması zorunlu bir hal almaktadır. Bilhassa yapay zekânın hayatımızın pek çok alanına girdiği günümüzde, bir taraftan; İnsanın fonksiyonunu azaltıyor muyuz? İstihdamı olumsuz etkiler miyiz? Her şey robotlaşıyor mu? Soruları yükselirken; diğer taraftan, elde edilen konfor, uygulamalarda kazanılan standartlar, insani özelliklere bağlı daha az hata ve hatta daha iyi zaman yönetimi sayesinde, özellikle çalışan insanın iş süreçlerinde daha güvenli ilerlemesi, zamana karşı yarışta hem doğru uygulamaları hem de birey olarak kendine ayıracağı zamanı artırabileceği pozitif bir ortamın da oluştuğuna tanık oluyoruz.

Örneğin iki-üç saatlik bir toplantı için dünyanın bir ucuna gidip günlerce zaman kaybetmek yerine, kendi evimize veya toplantı odamıza kurduğumuz sistemle görüşmemizi gerçekleştirip, akşam her zamanki spor salonuna gidip ertesi gün iş rutinimizi sürdürebiliyoruz.

Üretimden muhasebeye; online işlemlerden, dünyanın diğer ucundaki bir üniversiteden alabileceğiniz uzaktan eğitime; insansız ulaşım araçlarından, robot asistanlara kadar hayatın pek çok alanına girmiş olan bu değişimin dışında kalan önemli bir alan gözlemlenmektedir; hukuk...

Hukuk alanında çalışmaları kolaylaştıran yazılımlar; genelde mevzuat ve içtihat erişim programları, hukuk büroları otomasyon programları, hukukçuların kullanımına özgü bazı hesaplama ve doküman yaratma programları şeklinde karşımıza çıkmakta; dolayısıyla hukuk teknolojileri son derece sınırlı bu tür ürünlerde gözlemlenebilmektedir. Tıp sektörüne dahi girmiş yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşmaya başladığı bir zamanda, teknolojinin bu sektöre genel gelişiminden daha yavaş nüfuz etmesinin nedeninin; “hukukun ve hukukçunun sahip olduğu -düzen ve adalet sağlama fonksiyonu-nun, toplumlar için sahip olduğu hayati rol” anlayışı gibi sebeplerin olduğu söylenebilir.

Bu tartışmalar devam ederken, son yıllarda bu alandan gelen haberler göstermektedir ki; otomasyonların, yapay zekânın artık hukuk alanında da bazı uygulamalara hızla nüfuz etmesi kaçınılmazdır. Örneğin, trafik cezalarına itiraz eden avukat robotlar, tutukluluk duruşmalarında kullanılan hakim yardımcısı robotlar ve hatta İngiltere’de bir üniversitede bir grup bilim adamının oluşturduğu yapay zekâ hakim, bu gelişmelerin habercisidir.